Dersim Jenosidine Giden Yolda Onemli Rol Oyniyan Mimarlardan biri K.Karabekir, Dersimlilere Kin ve Nefretini Hic Saklamadan Gizlemeden Yazmasi Acisindan Enteresan Bir Rapor. Raporun Diger Onemli Noktasi Karabekirin en cok uzuldugu konu Dersimlilerin Ermenileri turk Katiamindan Kurtarma Noktasidir.
Kaynak: Dersim Raporlari / evrensel basin Yayin 2005 Istanbul Hazirlayan Faik Bulut Sayfa : 196-218
Kazim Karabekîr Raporu
Dersim isyanı ile ilgili istatistik! bilgiler*
Batı Dersim Aşiret Reisi (İdare İbrahim Ağa)
1324 (1908) senesinde icra edilen te'dib (isyancıları yola gp tirme) hareketinden Osmanlı hükümeti aleyhine silah kulla mış subay ve birçok efradın maktul düşmesine (ölmesine) sebe olmuş ve daha sonra vaatle getirilerek Diyarbekir mahpushane- sine konulmuştur, iki seneyi aşkın bir süre mahpusta kaldıktan sonra firar ederek Dersim'e gelmişler. O andan şimdiye kadar daima edepsizlikle, daima hiyanetle vakit geçirmiştir. Erzin- can'ın sukutu (düşmesi) üzerine yüze yakın Ermeni kafilesini önüne katarak Erzincan'daki Ruslara sığınmış ve Kürtlerin muhtariyeti hakkında Rus Çarı'na telgraf çekenler arasında bu- lunmuştur. Moskof'dan Osmanlılar aleyhine kullanılmak üze- re otuzu aşkın mavzer tüfek ve elli sandığa yakın cephane alıp getirmiştir. Anılan şahsın Ruslara yaptığı bu vaad üzerine gay- retle beraber Eğin köylerine ve Çemişkezek kasabasına taarruz etmişler ise de Çemişkezek'teki askerin mukavemeti üzerine ka- sabaya girememişlerdir.
333 senesi başlarında Batı Dersim'de yapılan teşkilâtta Koç Uşağı'nın suçu affedildiği halde kendisine para verilmediği ve riâyet edilmediği bahanesiyle kendi aşireti, Şam, Maksûd, Biz- gâr uşakları ile Eğin ve Çemişkezek köylerine taarruz ve yağma etmişlerdir. Ardından idare (ibrahim Ağa) ile yandaşlarına mecburen yetmiş lira verilerek teşkilata sokulduğu ve kendisi- ne Alay Kumandanı rütbesi verildiği halde bile bir taraftan hü- kümeti, diğer taraftan Ermenileri soymaktan ve hıyanetten vaz- geçmemiş, Doktor David'i, Maksûd Uşağı reislerinden Kuru Yusuf'un torunu Mustafa Ağa'nın yanında ve emri altında btf
- 1918 yılında Van, Bitlis, Muş ve Elazığ illerini kapsayan 2. Kolordu ve daha sol
ra 1. Kafkasya Kolordu Komutanı Kazım Karabekir'in bu raporu Osmanlıca liyle yazılmıştır. Karabekir Paşa'nın Kürtlere yönelik yer yer bağnaz ve Tüı** tavrı bu raporunda hemen göze çarpıyor. Sadeleştirerek sunuyoruz -F.B.
- bulundurmuş ve çok para alarak Erzincan'a firar ettirmiştir.
Kendisi 18 Ağustos 1333 (1917-18) tarihinde yapılan keşif ta-
ruzıınu düşmana bildirdiğinden şüphe edildiği gibi; Ermeni- I fi ve her vakit şakileri muhafaza etmiş, bugün Nalbant Nasû- hi narnındaki casus olduğu sanılan bir Ermeni'yi dahi himaye biniştir. Anılan kişinin, Hükümete bağlılığı ve sadakati dâima sözde kalmıştır. Acımaksızın katli farz olan Batı Dersim'in en jj£jn ve en şerir ve en şahsiyetsiz bir şakîsidir.
Koç Uşağı Aşireti Reisi Seyithan
Bu adam Idare'nin (ibrahim Ağa) mahpushaneden firarın- dan bu zamana kadar en güvenilir adamı ve her eylemde orta- ğıdır. Dolayısıyla yukarıda açıklamalar, kendisi için de aynıdır.
Maksûd Uşağı Aşireti Reisi Kuru Yusuf'un Torunu Mustafa
Merkum Erzincan'ın sukutu (düşmesi) üzerine idare (ibra- him Ağa) ile Erzincan'a (Ruslara) sığınmaya gitmiş, birtakım hediye para alarak dönmüştür. Doktor David'i, idare ibra- him'in onayıyla Kasım oğlu Murızur'un yanından köyüne kaçı- rarak himaye eden ve hemen ardından Erzincan'a firar ettiren; dahası Ermeni kaçakçılığında büyük bir rol oynayan; birçok münasebetle ismi geçmiş ve Rus Çarı'na çekilen telgrafı imza- layan imza melun bir heriftir.
Maksûd Uşağı Aşireti Reisi Polis
Vaktiyle polis memuru ve bilahare telgraf hat muhafızı iken Rusların Erzincan'a girmesi üzerine sığınmaya giden; Ermenile- rı Erzincan'a firar ettiren; Eğin ve Kemah baskınlarına iştirak eleyen; Rus Hükümeti tarafından tayin edilen ve Çar'a Kür- d'stan'ın muhtariyeti (özerkliği) esası üzerine telgraf çeken fe- SatÇi ve meşhur Ermeni kaçakçısıdır.
Şam Uşağı Aşireti Reisi Lolo
1324 (1908) senesindeki tedip (isyanı bastırma) hareketi sı- kında bir alay kadar askere baskın yaparak bozulmasına ve
subaylarla beraber 100'e yakın can kaybı vermesine seben olanlardan birisidir. Ekin (Eğin) ve Çemişkezek köylerine bas- kın yapan kollara bizzat kumanda eden kötü ve fesatçı bir he- riftir. Aynı zamanda Ruslara sığınmıştır.
Bizgâr Uşağı Aşiret Reisi Bera
Rusların Erzincan'a girmesi üzerine aşireti içerisinde bulu- nan jandarma neferlerinin ellerinden silahlarını almak suretiy- le öncelikle Ovacık kasabasında sükûnetin bozulmasına sebebi- yet vermiş ve Pulur'daki Hükümetin kalkmasını ısrarla talep et- miştir. Erzincan'da Rus Çarı'na telgraf çekip ve Ekin ve Kemah köylerini aşiretle beraber viraneye çeviren herifin birisidir.
Belit Uşağı Reisi Zeynel
Hemen mütâreke (savaş bırakışımı) zamanına kadar Erme- niler ile dostluğunu muhafaza etmiştir. Haydut gibi en şerîr (kötü, belalı) Ermeni casusu bundan himaye görmüş Ermeniler- den aşiretlere gelecek muhâberâtın dağıtımı ve gidecek cevapla- rın gönderme merkezi hep bu adam olmuştur. Kendi mevkisini düşkün, hükümeti güçlü gördüğü zamanlarda şahsî düşmanla- rının muhaberelerini (haberleşmelerini) hükümete teslim etme- yi unutmamıştır. Ermeni dostu ve kaçakçısı ve Kürdistan'ın özerkliği için Rus Çarı'na çekilen telgrafa imza koymuş kurnaz ve sinsi bir şahıstır.
Kardeşi Hasan
Erzincan'ın (Rusların eline) düşmesi üzerine Ovacık'a keşfe gelen Kazak müfrezesine kılavuzluk eden Doktor David Erzin- can'a firar ettirilirken; anılan şahsı sağ salim kaçırmaya görev- li olanlardan ve hainlerdendir. Son zamanlara kadar Erzin- can'dan elini çekmeyenlerden birisidir.
Yeni Uşağı Aşireti Reisi Cebr Oğlu Eyüb
Seferberliğin başında Dersim tarafından Erzincan'a gi"e° 11. Kolordu Mercan Boğazı'ndan geçerken altı askeri öldüre-
rek tüfeklerini almış ve Erzincan'ın düşüşü üzerine Ruslara ka- tılmış ve Rus müfrezesinin önüne geçerek Pulur'a girmiş belalı ve Ermenilerin sevdiği bir adamdır.
Yukarı Abbas Uşağı Aşireti Reisi Seyit Rıza
Bu adam Ruslara dehalet etmiş (sığınmış); Rusların büyük- lüğüne kanaat getirmiş ve Osmanlı Hükümeti karşıtı bir hınzır- dır. Ermeniler ile muhaberesi, eşkıyalığı, edepsizliği ve nihayet sahtekârlığı olmakla beraber; Hozat'ı müdafaa ve Hükümet le- hine hareket etmek gibi hizmetleri de vardır.
Biraderi Seyit Ağa
1324 (1908) senesinde idare İbrahim Ağa ile beraber Diyar- bekir'de mahpus olmuş ve tahliye nedeniyle çıkmış, Hozan ku- şatmasında hükümet aleyhine çalışmak ve ruhen Hükümetin aleyhtarı müfsid (fesat, karıştırıcı) bir adamdır.
Mahsud (Maksud) Uşağı Reisi Kasımoğlu Munzur
1324 (1908-1909) senesinde tutuklanmış bilahare tahliye edilmiştir. Erzincan'ın düşmesi üzerine Ruslara sığınarak Rus Çarı'na çekilen telgrafı imza etmiş; Doktor David'i köyünde ve himayesinde tutmuş bir adam ise de sonradan fikir değiştirerek ve kötülük yapmaktan çok hükümetin lehine hizmet etmiştir.
Kazgan
Bu aşiretin reisi Süleyman denilen şahsı ilk olarak Batı Der- sım'de aşireti içerisindeki müdürü kovmak suretiyle açıkça is- yan eden ve 1332 (1916-17) yılı başında Hozan kuşatmasına başlıca sebebiyet verenlerden hınzır ve lanetli bir şahıstır.
Bahtiyarı Aşireti Reisi Sökeli Yusuf
Mensub olduğu Bahtiyar Aşireti'nden hiç kimse Ruslara git- mediği halde Moskof'lara katılmak ve 1332 (1917) yılı başın- da Hozan'ı kuşatan; kelepir getirmek için Ekin (Eğin) köyleri- ne kol gönderen hâin, yalancı bir heriftir.
Karaballı Aşireti Reisi Mehmed Ağa
Bu adam menfaatinin temini için oğlu ve akrabaları ile bir- çok Ermeni'nin Erzincan'a firar ettirilmesine ve hatta 18. 1, 1334 (1917-18) tarihinde derdest edilen Hamtur Boyacıyan na- mındaki Ermeni'yi dahi 16.1.334 tarihine kadar himaye eden- Ruslar ile gizliden gizliye haberleşmesine rağmen Hozat savun- masında Osmanlı hükümetine fiilen hizmet eden ve duruma gö- re hareket eden etkili bir ağadır. Ferhad Uşağı Reisi Havşarlı Küçük Ağa Erzincan'ın düşmesiyle beraber İdare İbrahim Ağa refaka- tinde Ruslara katılan ve Ermenileri Rusya'ya firar ettiren bir hınzırdır.
Cahşi Ağa
Adı geçen Hozat'ı müdafaa edenler arasında bulunmuş ise de önemli sayıda Ermeni'nin kaçırılmasına sebep olmuş ve 18.1.334 tarihinde derdest edilen Doğramacı Avadis'i 16.1.334 (1917-18) tarihine kadar yanında korumuş ve nihayet elinden alınmıştır.
Pillo'nun Aşiret Reisi Köyoğlu Hacı Ağa
Bu zat, 1332 (1915-16) yılı başında Hozat ve Birtek'e taar- ruz eden ve birçok zararı dokunan bir kimse ise de 13. Fırka (tümen) tarafından Dersim'in askeri harekâtla yola getirilme- siyle birlikte dayak yemiş; o zamandan itibaren iyi hizmet etmiş ve etmektedir.
Koç Uşağı Ruesâsından Bako Ağa
idare İbrahim Ağa ile arası olmamakla beraber Rusların Er- zincan'a girmesiyle, Çemişkezek baskınlarında ve Ermeni ka- çakçılığında mühim rol oynayan ve ahlaken güvenilmeyen menfaatperest (çıkarcı) bir adamdır.
Kankıros'lu Seyit Ağa
Rusların Erzincan'a girmesiyle beraber İdare İbrahim Ağa jle birlikte Erzincan'a giden para, silah, cephane alan ve Çar'a telgraf çeken; Hozat'ın keşfine gelen Kazak müfrezesine Koç Uşağı ağaları ile beraber yol göstermiştir.
Ferhad Uşağı Reisi Zübab (Debab) Ağa
: Çıkar karşılığında Arapkir ve Ekin Ermenilerini Dersim iç- lerine firar ettiren; bununla birlikte Hozat'ın savunmasında bu- lunan düşkün ahlaklı bir heriftir.
Karaballı (Karayalı) Aşireti Reisi Kankozade Sevak Müdürü Mehmed Ali Ağa
Harput Ermenilerinin Koç Uşağı vasıtasıyla firarlarına baş- lıca sebep ve bu yüzden birçok para kazanmış bir kimsedir.
Doğu Dersim Aşiretleri: Aşiret Adı Reisi
Karışan Ali Kah
Aşağı Erilli Yusuf Ağa, Ali Çavuş, Zeynel Çvş
Hozmekli Aşireti Civerek'de (Civarik) oturan Süleyman Ağa
Dimnan (?)* Cebrail Süleyman Ağalar
Sinanlı Süleyman Ağa
[ Sur oğullan Timur Ağa, Oğlu Keko Ağa, ibrahim
Ağa, Şeyh Hasan Efendi Anılan aşiret reislerinden gerekenlerin geçmişleri hakkında- ki mevcut bilgiler topluca sunulmuştur.
15 Kânunuevvel 1335 (Aralık 1918-19)
tarih ve numarasız şifreye (cevap)
Dersim aşiretleri hakkında 11. Kolordu askere alma heye- ünce toplanıp tarihlendirilmiş olan bilgileri aşağıdaki gibi top- luca ve özetle arz olunur:
Demenanlı olması gerekir -F.B.
Dersim Kürtlerinin dili genelde "Zaza" olup Kürtçeye yaj kındır. Aşiretlerden bazıları ilkbahardan sonbahar başına ka- dar geceleri dahil yaylada ikamet eder. Kışın köylerine çekilir- ler. Dersimlilerin ecdadı Maverayı Türkistan'dır. Buradan göç- müş Şeyh Hasan ve Seydanlı namında iki kardeşten etkilenerek aynı isimle iki büyük kabile oluşturmuşlar. Bugünkü mevcut aşiretler, her durumda bu iki kabileden, birine mensupturlar. Aslen Türk olan Dersimliler zamanla kendi âdet ve milliyetleri- ni terk etmiş; dillerini kaybetmişlerdir. Hatta Ovacık aşiretleri pek yakın zamana kadar anadilleri olan Türk lisanını muhafa- za etmiş ve halen içlerinde belagatlı Türkçe konuşan tek tük bi- reyler bile varolmuştur. Bal Uşağı, Koç Uşağı, Maksud Uşağı, Ferhad Uşağı, Karaballı ve diğerleri gibi aslına uyarak aşiretle- rin Türk adını taşımaları da bunların köken bakımından Türk olduklarına tamamen delâlet eder.
Dersimliler, Şii mezhebine girmiş ve Hazret-i Ali'nin Hanlı- ğına inanırlar. Yalnız Çarsancak kazasıyla Mazgirt'in küçük bir kısmı Sünni'dir. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Emevilere küfrederler. Bunları hilâfetin gasp edenleri ve Hazre- ti Ali ile evlatlarının katili diye tanırlar. Bunları seven Türkleri de "Yezid" olarak görürler. Her aşiretin bir iki seyit'i olup, bunların Hazreti Ali soyundan olduğunu iddia ve iman ederler. Gerek seyitleri gerek kendileri son derece câhil ve bilgisizdirler. Dersim'de her yüksek dağ, her büyük ağaç birer ziyaretgâhtır. Ehli Beyt'in (Hz. Ali ailesi -F.B.) mersiyelerini ve Buyruk diye isimlendirdikleri kitapları okurlar. Seyitlerin içi boş dini telkin- lerine tastamam imân ve inançları vardır. Yemin etme ve ahdet- me, Hazreti Ali'nin değneği ve ziyâretgâhları üzerine yapılır- Cenabı Hakk'ın bir kere Hazreti Ali ve bir kere de Hazreti Ali suretinde yeryüzüne indiğine dâir Ermenilerin on beş yirmi se- neden beri giriştikleri akılları çelme faaliyetleri, Dersimlilerin boş inançları üzerinde bir hayli etkili olmuş gibidir.
Meselâ hiçbir Türk saldırıya uğramaksızın aşiretler arasın- da gezip dolaşamadığı halde en sıradan bir Hıristiyan, aylarca en sıradan aşiretler arasında dolaşır; ticaret ve icrayı sanat eder
de adı geçen ırk seçtiği din dolayısıyla hiçbir saldırıya uğramaz.
I Tersine; bunlardan himaye ve muhafaza görür. Hatta (Ermeni- lerin) tehciri sırasında Harput, Arapkir, Ekin vesâireden birçok Ermeni Dersim'e firar etmiş; aşiretler tarafından uzun süre ko-
runduktan sonra Rusya'ya aşırılmış ve harbin devamı müdde-
\ tince bu aşiretler Türkler aleyhine Ermeni komitelerine yatak- lık, kılavuzluk etmişlerdir.
Dersim son derece kayalık, sarp ve geçilmesi zor vahşi yer- ler olup tarıma elverişli alanları azdır. Arazinin bu vahşeti Der-
| sim ahalisinin mizacını etkileyerek hepsini vahşi ve hunhar (kan dökücü), insaniyet ve erdemden mahrum bir hale koymuş- tur. Ekilebilir alanların yetersizliğinden ötürü ahali, diğer yer- lerde olduğu gibi, kendi ekip biçtikleriyle geçinemediğinden;
M&naat ve ticaretleri de olmadığından; tabiatın bu noksanını hırsızlıkla, haydutlukla telâfi yoluna gitmişler. Ürün devşirme eksikliği yüzünden ilk önce Hükümete olan vergilerini, borçla-
Kını verememişler ve buna karşı birkaç defalar jandarma vesa- ire ile yapılan takibata (izleyip kovalama) karşı doğaya sığın-
' maya ve direnmeye mecbur kalmışlardır. Arazi yapısı bu dire- nişleri kolaylaştırmıştır: Farklı dönemlerde üzerlerine gönderi- len tedip kuvvetleri (operasyon yoluyla hizaya getirip itaati sağ- lama) her zaman geri çekilmeye mecbur olduğundan, bu hal Dersimlilerin cüretlerini arttırarak daha fazla eşkıyalık (asilik) yapmaya iterek bu eğilimlerini pekiştirmiştir. Çevrelerindeki
Erzincan, Harput ovalarının verimliliğiyle bayındır olma hali- ni, Kemah, Ekin, Çemişkezek'in zengin ve bereketli günleri dâ- ima Dersimlilerin kıskançlık duygularını arttırmış; yoksulluk ve cahilliğin yanı sıra yaşanan ortam ile miras alınan geleneğin
etkisiyle, onların artık civar kazaların köylerine baskın yapma- yı ve yumuşak huylu itaatkâr ahalinin malını gasp etmeyi mes- : lek olarak seçmelerine yol açmıştır.
Dersimlilerin kötü ahlakı o derecede bozulmuş, o mertebe düşmüştür ki, nüfuz ve toplumsal mevkisi en yüksek olan zen- gin ve yüzlerce davarı vesâiresi bulunan bir aşiret reisi, iki keçi
r karşılığında bunun şeref ve namusunu düşünmez; bizzat hırsız-
lığa tenezzül eder. Reislerin emir veya onayıyla en cesurlarının yönetimi ve kumandasında kollar teşkil edilerek Kemah, Ekin Çemişkezek köylerine, yollar üzerine sevk edilir. Artık götürü- lecek eşya ve koyunları kalmayan civar köylere bağlanır. Der- simliler için kendi tabirleriyle "kelepir getirmek" kadar iyi ve zevkli hiçbir şey tasavvur olunamaz. Dolayısıyla Dersim'de pa- ra ve kuvvetin pek büyük bir mevkii ve tesiri vardır. Bunların dostluğu da düşmanlığı da behemehal bir menfaat karşılığında- dır. Son savaşta Erzincan'ı işgal eden Rusların parası, bu doy- mak bilmeyen ve din-vatan namına hiçbir duygusu olmayan Dersimlileri şaşırtmış; bütün aşiretler bölük bölük Erzincan'a koşarak Rusları memleketlerine davetle bunlara kılavuzluk et- mek ve kıtalarımıza baskın yapmak suretiyle düşmana iltihak etmişlerdir. Son derece yalancı ve karakter olarak hilekâr ve fır- satçı olduklarından sözlerine güvenmek tamamen ve kesinlikle safdilliktir. Muhtelif aşiretler arasında çekememezlik fazla ol- duğu gibi, avam takımının ağalarına itaatleri muhakkak değil- dir. Aşiretlerden bazıları nisbeten cesur ise de, kuvvete karşı ge- nellikle boyun eğerler. Buna karşılık, çaresizlere karşı pek cesur ve hunhardırlar. Keza aralarındaki gasp, hırsızlık ve öldürme davaları "cemaat" dedikleri seyit ve üyelerden oluşan bir mec- liste hallolunur. Şayet uyuşamazlarsa, hâsım aşiretlerin yekdi- ğerine karşı olan saldırıları uzun müddet devam eder. Lakin ih- tiyaç anında herhangi bir aşiretin tedibine (hizaya sokulması- na) teşebbüs olunursa, (diğer) hâsım aşiretleriyle derhal arala- rındaki düşmanlığı bırakarak yekdiğerinin yardımına koşarlar. Doğu Dersim, Batı Dersim'e oranla hükümete daha boyun eğici ise de aslında bunlar fırsatçı ve ihanetçidirler. Meselâ Der- sim aşiretleri (Ruslarla yapılan) savaş sonlarına doğru Pülümür cihetindeki Rus kıtalarına karşı hakkıyla savunmada bulun- muş; bunlara hayli zarar ziyan vermişlerse de Erzurum'un (Rusların eline) düşmesinin ardından, Batı Dersim aşiretlerin- den önce lanetli işler yapmaya başlamışlar: Nazimiye, Mazgirt, Çarsancak'taki memurlarla Türkleri mıntıkalarından uzaklaş- tırarak, malları ve eşyalarını tastamam gasp etmişlerdir. Gerek Doğu gerek Batı Dersim'de aşiretlerden mevkileri hükümet
merkezlerine yakın olanlar fenalığa daha fazla eğilimli ve iğfal- icâr olup, çoğunlukla diğer aşiretleri de eşkıyalık ve çapulculu- ğa tahrik ve teşvik edenler (yine) bunlardır.
Tüm aşiretlerin elindeki silahların büyük bir kısmı anahtar- lı, kasalı ve mudili mavzer olup; geri kalanı büyük çaplı mav- zerle Rus tüfeği ve pek azı da Bulgar tüfeğidir. En kuvvetli aşi- ret 400 ilâ 700; en zayıf aşiret de 40-50, nihayet 60 silahlı çı- karabilir. Kuzeyde Pulur, Erzincan ve Kemah'ın bir kısmı; ba- tıda Kemah, Ekin, Çemişkezek; güneyde Çarsancak'a bağlı Şı- vak ve Perenk nahiyeleriyle bizzat Çarsancak'm kendisi; doğu- da Palu, Kiğı kazalarıyla çevrilmiş olan Dersim'in aşiretlerle meskûn olan kısmı Munzur Suyu vasıtasıyla Doğu-Batı diye ikiye ayrılır. Kayıtlara göre, Batı Dersim'in toplam nüfusu 8.000 ve Doğu Dersim'in 32.000 olup; bu sayının yarısından fazla da gizli (kayıt dışı) nüfusları vardır. Batı ve Doğu Der- sim'in belli başlı aşiretleri ve reisleri da aşağıda belirtildiği üze- re arz edilmiş ve bunlardan Batı Dersim aşiretlerinin iskân et- tikleri mevkileri gösteren yerde kroki iliştirilmiştir. Doğu Der- sim aşiretlerinin bulundukları nahiye ve kura (köyler) askere alım heyetince de malum olmadığından bu konudaki bilginin toplanıp derlenmesi yoluna gidilmiştir.
Batı Dersim aşiret ve reislerinin isimleri:
Ferhad Uşağı: Debbap Ağa, Harışarh Küçük Ağa, Çemşid
Seyithan
Yukarı Abbas Uşağı: Seyit Rıza, Büyük biraderi Seyit Ağa Aşağı Abbas Uşağı: Mustafa Ağa, ibrahim Ağa, Goço, Ya-
ko, Süleyman Ağa
P/7/o: Köyoğlu Hacı Ağa, Seyit ibrahim, Süleyman Ağa
Kırgan: Süleyman Ağa, Zeynel, Alişan, Mi(e)mli
Koç Uşağı: idare ibrahim Ağa, Seyithan, Ali Ağa, Yako
Ağa, Memli Ağa, Kankıroşlu Seyit Ağa Şam Uşağı: Lillo Halil, Şeyh Hüseyin Kesik Uşağı: Koç ve Şam Uşağı reislerinin idaresi altındadır.
En fakir fakat en cesur aşirettir.
205
Laçin Uşağı: Yusuf Ağa, Beko Ağa
Karaballı: Kankozâde Mehmed Ağa, oğlu Mehmed Ali Ağa Koç Ağa, Timur Ağa, Yusuf Cemil Efendi
Babtiyarlı: Süleyman Ağa, Sökeli Yusuf Ağa, Mehmed Ağa
At Uşağı: Hüseyin Ağa, Ali Ağa
Birgiz Uşağı: ibrahim, Yusuf, Veysel, Ali, Süleyman
...... Uşağı: Mehmed, İsmail, Şeyh Canan, Manzur, Ali
Mehmed Cemal
Arslan Uşağı: Karaman, Manzur, Zeynel, Mustafa Ağalar
Kar Uşağı: Karaman Ağa
Maksûd Uşağı: Kasımoğlu Mansur, Kuru Yusufzâde Mus- tafa Ağa, Polis Manzur, Kahraman Süleyman
Kolan Abbas: Süleyman Seyid Ağalar
Bal Uşağı: Hayroğlu Eyüp, biraderi Mahmud, ismail Saycan Ağalar
Beyt Uşağı: Dursun Efendi, Zeynel, biraderi Hasan Ağalar
Doğu Dersim aşiret ve reislerinin isimleri:
Izoli Güloğlu Süleyman
Şadili Badi, Seyit Mahmud, Molla Yusuf
Hıran Caferoğlu Mehmed Ali Ağa,
Mustafa Ağa Alatlı Hasan Ağa
Yusfan
Çarikli Mustafa Bey, Bakır Ağa
Keçil Pir Ahmed Ağa
Şeyh Hasanlı Külabi Ağazâde, Yusuf Ağa, Yako Ağa
Bolath Çirikli Veli Ağa, Dağikli Veli Ağa,
Süleyman Murteza Hasan Ağa, biraderi Mehmet, Seyithan Ağalar Abbas Uşağı Seyit Ali, Pir Hasan Ağa
Bal Seyithan
Erilli Aşireti Bağikzade Hüseyin Ağa
zo6
Batı Dersim'in Durumu
El-Aziz 19/3/35 (1918-19)
Aşiretleri
Taksimatı: Haritada gösterildiği biçimiyle ikidir a- Şeyh Hesenanlı: 3800 silahlı nefer "en zeki ve kurnazla- rıdır"
b- Seydanlı: 3000 silahlı nefer.
(Doğu Dersimlilerin hepsine Şeyh -Hesenanlı diyorlar)
2. Nüfuzlu aşiret reisler:
(1) Karaballılardan reis Kankozâde Mehmed Ağa (emekli jandarma yüzbaşısı) gayet kurnaz.
Tarafı: Karaballılardan kendi takımı, Ferhad Uşağı'ndan Cemşid Ağa takımı, Aşağı Abbas Mustafa Ağa Kırgan Aşireti. Hatırını Sayanlar: Her taraftadır. Fırıldağını çevirir.
(2) Yukarı Abbas Uşağı Reisi Seyit Rıza.
Tarafı: Karaballılardan Ali Goco takımı, Aşağı Abbas Uşa- ğı'ndan Zeynozâde ibrahim ve küçük ağalar, Ferhad Uşa- ğı'ndan Debbab takımı, Seyithan.
Hatırını Sayanlar: Pillonlu Aşireti, Bahtiyar Aşireti
(3) Maksud Uşağı Reisi
Kasımoğlu Manzur: 1337'de (1920-21) Kemah civarında ça- tışmada öldü.
Tarafı: Maksud Uşağı (Ovacık Aşiretinden).
Hatırını Sayanlar: Ovacık aşiretleri; Bizgâr Uşağı, Arslan Uşağı, Beyt Uşağı, Kalan Uşağı.
(4) Koç Uşağı reislerinden idare (ibrahim) 1323 (1907-8) te- dibinde derdest edilerek 7.5 sene hapis yattı. Türemedir, etkisi geçicidir.
Tarafı: Koç Uşağı, Şam Uşağı. Hatırını Sayanlar: Ovacık aşiretleri, p. Güvene Layık Aşiret Reisi: Yok gibidir.
(1) Ferhad Uşağı'ndan Seyithan gayet namusludur.
(2) Yukarı Abbas Uşağı reisi Seyit Rıza nispeten iyicedir.
(3) Pilonk Aşireti reisi Hacı Ağa iyidir. Kankozâdenin teşvi- kiyle geçen sene fenalık yapmışsa da pişmandır. Bu sebeple Se- yid Rıza taraftarıdır.
(4) Arslan Uşağı reisi Pulurlu Mehmed Ağa, Hükümet Pu- lur'da olduğu için korkuyor.
4. En Zararlı Aşiret Reisleri:
(1) Koç Uşağı reisleri: idare ibrahim, Yako ve diğerleri.
(2) Maksud Uşağı'ndan Manzur, Ruslara gidip gelen hep odur. 1920-21 Kemah çatışmasına Ovacık aşiret reisleri: Rus- larla temaslarından dolayı hepsi bozulmuşlardır.
(3) Karaballı reisi Kankozâde Mehmed Ağa; herkesi talan ve baskına teşvik etti.
5. Aşiretlerin en kurnazları:
Şeyh Hesenanlılardır. Onlar daima Hükümetle fazlaca tema- sa geçerler. Diğerlerine akıl öğretirler. En mühim reislerin Hese- nanlılarda olması ve esasen diğerlerine nüfuz geçirmeleri de bu- nu kanıtlar.
6. Namlı Aşiret reislerinin genel durum ve özellikleri:
(1) Kankozâde Mehmet Ağa (Karaballı): Pek kurnazdır. Esa- sen her tarafa nüfuzu vardır. Fakat karşılıklı kin gütmeler az çok nüfuzunun eksilmesine yol açmıştır.
(2) Seyit Rıza, bu da kurnazdır. Fakat Kankozâde'den daha iyidir. Bunun sözü nispeten güvenilirdir. Hozat'ı asıl kurtarma- ğa koşan Seyit Rıza'dır. Gerçi Kankozade'ye kalmamak için da- ha bir fikir varsa da her durumda görece iyidir.
(3) Kasım oğlu Manzur (Maksud Uşağı) (1907-8): 1323 yı- lında hizaya getirildi. 7.5 sene Diyarbekir hapishanesinde yat- tı. 1331 (1915) sonunda çıktı, ilk fırsatta teşvik de görünce iha- net etti.
(4) idare ibrahim (Koç Uşağı reislerinden): Bu aşiret reisi de- ğil, esasen eşkıya reisidir. 1323 senesi tedibinde Diyarbekir e gönderildi. Hapishaneden kaçtı. Rus müfrezelerini Hozat'a geti- ren kendisidir. Erzincan'a gidip gelince hem Koç Uşağı ile Şam
208
Uşağı'na, hem diğer Ovacık aşiretleri içinde nüfuz kazandı. Hepsi yemin edip İdare İbrahim'in sözünden dışarı çıkmayacak- larına ahdettiler.
(5) Köse Oğlu Hacı Ağa (Pilonlu): Söz konusu zat ile aşireti itaatkâr idi. Geçen sene Kankozade'yi baskın basmaya ve çapul- culuğa teşvik etti. Fakat askeri operasyon yapılarak yola getiril- di. O da hükümete boyun eğicidir. Seyit Rıza ile arası iyidir.
(6) Seyithan (Ferhad Uşağı'ndan): Yegâne namuslu ve itaat- kar bir adamdır.
;, (7) Rusları Ovacık ve Hozarat'a (Hazat) getirenler: Esasen Pülümür Jandarma efradından olup bugün Malatya'da oturan süvari jandarma neferi Mehmed Ali.
Tarihi
|
Aşiret
|
Persi
|
Rus müf- rezesinin kuvveti
|
Geldiği mahal
|
Maksat
|
Temmuz
|
Kalan Aşireti
|
Hayr
oğlu
Ahmet
Ağa
|
Su altı zabit
|
Pulur
|
ihanet ederek, Hü- kümete isyan ve ta- lana hazırlanmak; fakat müfreze ça- buk kaçmıştır.
|
Ağustos
|
Koç Uşa- ğı'n- dan
|
İdare
|
40 atlı bir zabit
|
Murat tepesi (Hozat şimalin- de)
|
Müfreze himayesinde ve İdare İbrahim'in iti- bar kazanması. Hükü- meti Pulur'dan kaçır- dılar. Fakat kuvveti- miz Hozat'ta olduğun- dan yalnız olarak Rus müfrezesi dönmüştür. Kuvvetimiz iki gün ev- vel gelmiş idi. Ordu- gah kurmuşlar. İdare henüz bilmiyordu.
|
Erzurum'un (Rusların eline) düşmesinden önce Dersim'den yardım Meclisi efradının toplanıp getirilmesi ve savaş alanına sevk edilmesi gereğinin vilâyetten emredilmesi üzerine; ilçedeki bilumum aşiret reislerine gerekli tebligat yapılarak (Kırişanlı
Ali Çavuş ve Zeynel Çavuş, Sürzade Timur Ağa, Aşağı Erilli re- isi Yusuf Ağa ve Hormekli Aşireti reisi Civerek'li Süleyman Ağa ve geçen sene vefat eden Bertal ağalar Hağmo köyüne top- lanarak kışı bahane etmişler "Hiçbir ferdi sevk edemeyecekle- rini ve hava açılırsa gideceklerini" açıklamışlar. Savaş alanına bir nefer sevk etmedikleri gibi, işbu görüşme esnasında ilçelerin tahrip ve yağmasına ittifak halinde karar vermişlerdir. Daha sonra Erzurum'un düşmesi üzerine yekdiğeriyle çatışarak 20 Şubat 321'de Pah ve 20 Şubat 321 de Nizamiye; 20 Şubat 321'de Mazgird ve 20 Şubat 321'de Çarsancak'la Palu köyleri- nin aşiretler tarafından tahrip ve yağmasına başlıca sebep Kıri- şan Aşireti reisi ve Terişah Nahiye müdürü Ali Kah'tır. Ayrıca o, ahâlîden koyun vergisi (öşür) olarak kırkar para alınacağını da halka tebliğ etmiştir. Orduya ait olup depolanan erzak am- barına el koyarak; söz edilen ambarın aşiretler tarafından yağ- ma edilmesini çok arzu etmişse de Mazgird'in Şadilli Aşireti re- isi Molla Yusuf'un kendisine karşı direnmesi üzerine zahireyi almaya muvaffak olamamıştır.
Düşmanın Erzincan'a girişi sırasında ahâlîyi silahlandırmak ve düşmana iltihak ederek Nazimiye'ye kadar götürmek maksa- dıyla düşmandan birçok tüfek ve cephane almış; düşmanı Fahri Baba mıntıkasına kadar getirmiş ise de, bilinmeyen bir sebeple düşman tarafından tekrar oradan aldırılmıştır. Tedip için Der- sim'e gelen Fırka'nm (tümen) lüzum üzerine Fem istikâmetine gitmesinden istifade ederek Pülümür kaymakamı Mustafa Bey, adı geçeni o sırada para karşılığında Mazgird'in Terişcik nahi- yesi müdürlüğüne tayin ettirmiştir.
Kırişan Aşireti reislerinden Zeynel Çavuş
Adı geçen aşiretine hâkim ve etkin olup fesat erbabıdır. As- ker firarisi olup kazaların yağma ve tahribine diğer aşiretler ile ortaklaşa sebebiyet vermiş; Nazimiye'nin tahribinden bir gün evvel vilâyetin talebi ile Harput'a giden dört süvari jandarması- na, Zeynel Çavuş maiyeti efradıyla beraber ellerinden tüfekleri almak ve yapacakları hareketin geriye haberdar edilmemesini
temin etmek maksadıyla önlerine çıkıp üzerlerine ateş etmişler- se de jandarma neferleri firar ederek Nazimiye'ye dönmüşlerdir.
Hormikli Aşireti reisi olup Civarek'de mukîm Süleyman Ağa
Anılan şahıs, kazaların tahrip ve yağmasından Ali Kah, Ali Çavuş, Zeynel Çavuş, Bertal Timur Ağa, Yusuf ve Seyit Ali ağa- larla Hağmo köyünde ittifaka dahil olmuştur. Erzurum'un düş- mesiyle düşman Erzincan'a geldiğinde, Mustafa Bey'le beraber Erzincan'a kadar giderek orada Rus orduları kumandanı Nikola Nikolayeviç'in huzuruna çıkarak, "otuz üç seneden beri özlemini çektikleri adil Rus Hükümeti'nin gelmesini beklediklerini" ifade ederek, (Ruslara) sığınmak/katılmak istemişlerdir. Kendisi Fem'e giderek ahaliden ve ayrı ayrı gelip geçen bireylerden silah topla- yarak Dersim aşiretlerinin silahsız efradını parayla satın almıştır. Fesat erbabından olup, aşiretine hâkim ve etkili bir kimsedir.
Aşağı Erilli Aşireti reisi ve Hani Nahiye Müdürü Yusuf Ağa
Adı geçen aşiretine akim ve etkin fesat erbabındandır. İlçele- rin tahribinde biraderi ismail ve amcasıoğlu Ali ile ortaklaşa; Ali Kah ve Ali Çavuş, Zeynel Çavuş, Bertal ve Civarekli Süleyman Ağa ve Sürzâde Timur ağalarla ittifak halinde her üç kıtanın tahribine sebep olmuştur. Tedip için Dersim'e gelen tümenin lü- zum üzerine Fem'e gitmesinden yararlanarak Pülümür kayma- kamı Mustafa Bey tarafından para karşılığında Hani nahiye müdürlüğüne tayin ettirilmiştir.
Kırişan Aşireti reisi ve Erisik Nahiyesi Müdürü Ali Çavuş Ağa
ismi anılan şahıs kendilerince seyit bulunması dolayısıyla bi- lumum aşiretlerin ve fesatçıların etkililerinden olup kazaların tahrip ve yağmasında Ali Kah, Bertal, Kırişanlı Zeynel Çavuş, Civerek'li Süleyman Ağa, Sürzâde Timur ağalar ve Mazgirt'in Küpk köyünde oturan Seyit Ali Ağalarla ittifak kurmak suretiy- les ilçelerin tahribine sebebiyet vermiştir. Siyaseten tedibe gelen tümenin Fem'e gitmesini fırsat bilerek Erisik nahiyesi müdürlü- ğüne tayin edilmiştir.
Şeyh Hüseyinlilerden Bal Uşağı reisi Seyithan
Anılan aşiretle birlikte 36. tümene taarruz'etmiştir. Etkili bir fesat erbabıdır.
Abbas Uşağı reislerinden Pir Hasan Ağa
Adı geçen, 10 Temmuz 1332'de (1916) Azdan'dan geçen 36. tümene taarruz etti. Aşiretlerin başlıca müsebbiplerinden biri de bu adam olup; aşiretiyle yer yer kendisi söz konusu tümene sal- dırmıştır. Fesatçı ve etkili bir isimdir.
Bolatlı Aşireti reislerinden Dağnikli Veli Ağa
Adı geçen, 10 Temmuz 1332'de 36. tümene taarruz eden aşi- retlerin başlıca müsebbiplerinden olup; kendisiyle beraber aşire- ti de anılan tümene saldırmıştır. Bu şahıs, Hükümet aleyhtarlı- ğından hiçbir zaman geri kalmamıştır.
Şeyh Hasan Aşireti'nden
Taşra Kumandanı Külâbî Ağazade Yusuf Ağa
Adı geçen, Yako Ağa ve Pir Ahmet ağaların her bir harekâ- tıyla müttefik ve müşterek olup; esasen kendisi fesatçılardan ol- duğu gibi mütemadiyen Hükümet aleyhinde bulunmuş ve düş- manın ta Pülümür'e kadar gelmesine başlıca sebebiyet vermiştir.
Bolatlı Aşiret reisi Murteza Ağa
İsmi anılan, aşiretiyle beraber 10 Temmuz 1332'de 36. tüme- ne taarruz etmiştir. Kendisi nüfuz sahibi biri olup, şimdiye ka- dar Hükümet aleyhinde bulunmaktan kesinlikle geri kalmadığı gibi Erzincan'ın düşmesiyle birlikte Kırişanlı Mehmed Çavuş'un dört yüzü mütecaviz kuvvetini gasp etmiştir.
Bolatlı Aşiret reisi Süleyman Ağa
Adı geçen, 10 Temmuz 1332'de aşiretiyle beraber 36. tüme- ne taarruz etmiş, düşmanla münasebet peyda ederek uzun süre Hükümet aleyhinde bulunmuştur.
Abbas Uşağı re!si olup Delirtik'de ikamet eden Kırnavuklu Seyit Ali Ağa
Düşmanın Erzincan'a varışında, adı geçen aşiretiyle düşma- na iltica ve dehalet ederek kendisi 25 lira maaşla o civarda bir nahiye müdürlüğüne tayin ve istihdama muvaffak olmuştur. Mütemadiyen Şeyh Hasan aşiretleriyle çatışarak iki taraf kuv- vetleri hakkında düşmana malûmat vermekten bir an geri kal- madığı gibi, Nisan 1333 (1917) sonlarında kendisinin düşman tarafından cephe gerisine uzaklaştırılacağını hissetmesi ve Şeyh Hesanlıların teşkilâta dahil olmasını işitmesi üzerine, mıntıka- mıza iltica etmiştir. Adı geçen etkili, itibarlı ve fesat çıkaran bi- ri olup, Hükümetin çıkarını kesinlikle gözetmezdi.
Bolatlı Aşireti reislerinden Çirikli Veli Ağa
Adı geçen, Yako Ağa ile birlikte giderek oradaki düşman kuvvetine yol göstermekle beraber düşmanı Pülümür'e getirdiği gibi 10 Temmuz 332 tarihinde 36. tümene saldırıda bulunduğu anlaşılmıştır.
Erilli Aşireti reislerinden
Danzinik Nahiyesi Müdürü Yörikzade Hasan Ağa
Adı geçen, aşiretle 10 Temmuz 1332'de 36. tümene taarruz ettiği gibi, Pülümür'deki memurlar ile ailelerinden ileriye ve ge- riye gidenleri çevirmiştir. Düşman Pülümür'e geldiğinde sırf ki- şisel menfaatini gözeterek düşmana iltihak etmiş; düşmana kar- şı silah çekmeyeceğinin güvencesini vermiş ve bu sözü üzerine Danzinik nahiyesi müdürlüğüne tayin edilerek bir savaş madal- yasıyla da taltif edilmiştir. Bu zat, Pülümür'de düşman nezdin- de bulunuyorken Erilli Aşireti'nden Seyit Hüseyin'in Pülümür güneyindeki derede ilerlemekte olan düşmanın Kazak efradını katletmesi üzerine Pülümür'de durmayarak katilin kim olduğu- nu takip etmek bahanesiyle yakasını düşmandan kurtarmış ve aşireti yanına dönerek bir daha Pülümür'e gitmemiştir. Anılan Şahıs, esasında fesat erbabından olmasına rağmen Hükümet aleyhinde bulunmaktan da hiçbir zaman geri durmamıştır. Hü- kümetin zaafından istifade etmiştir. Nisan 1333'de (1917) tara-
fımızdan düşmana yaptırılan bir baskın esnasında birçok kişiy- le yüzleşmesinde "Biz Türk kanunu bilmeyiz; bir Kürt kanunu biliriz, onunla hareket ederiz" diyerek aşiretleri heyecana getir- miştir. Mensup olduğu aşiret gayet hırsız ve şaki olup, civar aşi- retlerin kamilen nefretini kazanmıştır.
Bolatlı Aşireti reislerinden Hasan Ağa Biraderi Mehmed Ağa
Adı geçen, aşiretiyle beraber 10 Temmuz 1332'de 36. tüme- ne taarruz etmiş olup etkili ve fesatçı biridir.
Bolatlı Aşireti reislerinden Seyithan Ağa
10 Temmuz 1332'de aşiretiyle beraber 36. tümene taarruz etmiş ve kendisi etkin biri olup, şimdiye kadar Hükümet aley- hinde bulunmaktan bir an geri durmamıştır. Belirtilen cinayet meselesinden Erzurum'da mahpus olduğu sırada, şehrin düşme- si üzerine asker eşliğinde Erzincan'a sevk edilirken, firara mu- vaffak olarak köyüne gitmiştir. Erzurum'un düşmesiyle düşma- nın Mamahatun istikametinde ilerlemesinde Milis Alayı ile Ve- hib Paşa Hazretlerinin maiyetinde hizmetli eniştesi Mehmed Ağa'yı Erilli Aşireti'ne vaad ettiği 300 lira ile biraderi Haydar Bey'in kerimesini (kızını) vermek üzere anılan aşiret aracılığıyla katlettirmek suretiyle Tercan'daki milis kıtalarının dağılmasına sebebiyet vermiştir. Rusların Erzincan'a varmasıyla beraber kuvvetinden ayırdığı müfrezenin Şetr'e ulaşması sırasında yan- larına giderek kendisinin Ruslara teslim olunduğunu ifâde et- mekle beraber, Şeyh Hesenanlı Yako, Çerikli Veli ve Göneli Karyeli Ali, İbrahim Ağalar marifetiyle anılan müfrezeyi Pülü- mür kasabasına çekmiş ve aradan birkaç gün geçtikten sonra o maiyetinde bulunan, şimdiye kadar kendisine rehberlik etmek- ten hiçbir an geri durmayan Bölük Emiri Ziya ile birlikte Erzin- can'a gitmiştir. Rus orduları Başkumandanı Nikolay Nikolaye- viç'in huzuruna çıkarak 33 yıldan beri hasretini çektikleri ada- letli Rus Hükümeti'ne kavuşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirip, konağına dönmüştür.
Çarmikli Aşireti reisi olup halen Pülümür Kazası Kaymakamı ve Pülümür Milis Alayı Kumandanı Mustafa Bey
Dönüşünde mensup olduğu aşiretten hiçbir ferdin Osmanlı Hükümeti tarafına geçmemesini tenbih ettiği gibi, Fahri Baba ve daha doğusundaki hatta bulunan düşman efradına yevmiye, külliyetli erzak vermiştir. Bu sırada düşmanın (Ruslar), kendisi- ni, aşiret reisi bulunması hasebiyle derdest ederek geri plana it- me (cephe gerisine gönderilme) girişiminde bulunacağına ilişkin söylentileri duyması; Maskan Aşireti reisi Mustafa Ağa'nın ısrar ve zorlaması; ve o esnada Erillilerden Seyit Hüseyin'in Pülümür güneyindeki derede birkaç Kazak neferini öldürmesi; Kırişan Aşireti reislerinden Mehmet Çavuş Altunsay'ın Cephesinde ke- za düşmanın birkaç mekkâresini (katırını) vurmakta etkin ol- ması; büyük hanımının ısrarı üzerine mıntıkamıza taşınmaya mecbur olması ve İzzet Paşa Hazretlerinin emirleriyle o sırada teşekkül eden Pülümür Milis Alay Kumandanlığına ilaveten Pü- lümür Kazası Kaymakamlığına tayin edilmiştir.
Sözü edilenin hainliği Dersimce malûm olduğundan, ahali kendisini tanımayarak bir türlü milis teşkilatı yapmağa muvaf- fak olamayıp büyük Haremi (eşi) köy köy gezerek ahaliye para ve eşya dağıtmak suretiyle aşiretleri kandırmıştır. Bu vesileyle refakatinde bulunan Genelkurmay Yüzbaşısı Ahmed Bey ile Mi- lis teşkiline muvaffak olmuştur. 1 Eylül 1332'de Pülümür ve Al- tun-say'm Cephesinde milislerle baskın yapmakla düşmanı taciz etmiş ise de Hükümete, vatana yararlı başkaca bir hizmeti gö- rülmemiştir. Adı geçen 300'ü aşkın köye sahip olduğundan, na- zaran ilgili köyler halkıyla düşmanın Erzurum'dan ilerlemesini engelleyebilecek güçteyken, Hükümetin mahvında gözü olması, hainlik göstermesi ve Hükümetin değil lehinde, aleyhinde bulu- narak Osmanlıların dâima gerilemesini (düşmesini/alçalmasını) arzu etmesi dolayısıyla kutsal vatanımızın selâmeti yolunda hü- kümete mevcudiyeti zararlı olan böyle bir mahlukun varlığının izâlesi (ortadan kaldırılması) elzemdir.
Şarkî Dersim reislerinden Keçil Aşireti reislerinden Takım Kumandanı Pir Ahmet Ağa
Adı geçen, Yako Ağa'nın her bir faaliyetiyle (eylemiyle) müt- tefik ve müşterek olduktan başka, Nisan 1333'te tarafımızdan düşmana yaptırılan bir baskının ertesi günü yeniden düşmana il- tihak etmek fikri hıyanetinde bulunmuş ise de, o tarafından meydana gelen ölüm olayı, adı geçeni düşmana iltihak etmekten men etmiştir. Baskın dolayısıyla ve aşiretiyle beraber düşman aleyhinde yaptığı hareketten memnun olmayarak pişman olmuş ye Hükümetin mahvına her an göz dikmiş ve hatta Ağustos 33 tarihinde dağın batısındaki sırtta mensup olduğu aşiretleri heye- :anlandınp morallerini bozmuştur. O sırada Karacakale'ye yü- "üttürülen Milis kıtalarının sırf kendi teşvik ve isteğiyle bir neti- :e almadan geri çekilmelerine sebebiyet vermiştir.
10 Temmuz 1332 tarihinde 36. tümenin Mamahatun'dan ^ülümür istikametine çekildiği esnada Pülümür'ün kuzeybatısı re Balaban deresinin güneyinden geçerken Ezvan mevkiinde adı ;eçen aşireti ile birlikte fırkanın geri dönüş yolunu kesmek mak- adıyla üzerlerine saldırarak hatırı sayılır zayiat verdirip yüklü niktarda silah ve cephane almıştır. O sırada Pülümür'den Er- ;incan'a göçen memurlarla ailelerini soymuş ve nihayet Pülü- nür'ün kuzeyindeki Şetri'ye gelen düşman müfrezesine rehber- ik ederek, onları Pülümür'e getirmiş ve sürekli olarak Erzin- an'a gidip gelerek düşmanla haberleşmeden geri durmamıştır. "Jisan 1333 tarihine kadar düşmanın Sülyüs Karacakale'de bu- unan kuvvetlerine katılarak düşmanın her bir arzusunu ve ihti- acını temin etmesi karşılığında mükafat olarak, kendisi Pülü- mür'de mahkeme memurluğuna ve Danzig Nahiyesi Müdürlü- üne tayin edilmiş idi.
Şeyh Hasanatlı Keçil Aşiretleri reislerinden ve Şeyh Hasan Alay Kumandanı Yako Ağa
Adı geçen şimdiye kadar hükümetin zaafından istifâde ede- îk vatanın aleyhinde bulunmuş ve aşireti ile beraber kendisi her n Osmanlı yönetiminin mahvını beklemiştir. Kutsal vatanımi-
za büyük bir darbe indirmek maksadıyla düşmana geçmesi do- layısıyla varlığının yok edilmesi önemli ve elzemdir.
Sürgüzâde Timur Ağa'nın oğlu Keko Ağa
Anılan zat, kazaların tahribine sebebiyet veren diğer aşiret re- islerinin ittifakına dahil ve aşiretiyle beraber yakıp yıkma ve teh- dit eyleminde bulunmuştur. Kendisi etkili ve esat erbabı biridir.
Sürzâde İbrahim Ağa
Adı geçen, kazaların tahribine sebebiyet veren diğer reislerin ittifakına dahil ve aşiretiyle beraber tahrip ve tehdit eylemlerin- de bulunmuşlardır. Kendisi itibarlı ve fesat erbabı biridir.
Sürzâde Şeyh Hasan Efendi
Adı geçen, kazaların tahribine sebebiyet veren diğer reislerin ittifakına dahil ve aşiretiyle beraber tahrip ve tehdit faaliyetleri gerçekleştirmiştir. Kendisi itibar gören fesat erbabındandır.
Cundan Aşireti ağası Mehmed Ali Ağa
Adı geçen, kazaların tahribine sebebiyet veren diğer reislerin ittifakına dahil ve aşiretiyle beraber tahribat yapmış ve tehditte bulunmuştur. Kendisi etkili ve fesatçı biridir.
Hizan Aşireti reisi Mustafa Ağa
Adı geçen, kazaların tahribine sebebiyet veren diğer reislerin ittifakına dahil ve aşiretiyle beraber tahrip ve tehdit eylemleri gerçekleştirmiştir. Kendisi fesatçı ve etkili bir zattır.
Sinamlı Süleyman Ağa
Anılan şahıs, kazaların tahribine sebebiyet veren diğer reisle- rin ittifakına dahil ve aşiretiyle beraber tahripkâr ve tehditkâr davranmıştır. Kendisi erbabı fesattan etkili biridir.
Dımnan Aşireti reisi Cebrail Ağa
ismi geçen, kazaların tahribinde aşireti ile bulunmuş ve aşi- retini tahribata sevk ederek birçok ganimet getirmiştir.
Dimnanh Süleyman Ağa
Adı anılan, kazaların tahribinde aşireti ile bulunmuş ve aşi- retini tahribata sevk ederek birçok ganimet getirmiştir.
Mazgirt'in Köpük köyünde oturan Seyit Ali
Adı geçen, kendilerince seyit bulunması dolayısıyla birçok aşirete hâkim ve etkili bir fesatçıdır. Elinde suvar (tasvirler) ol- duğu halde "Hazreti Hasan'ı öldürenleri öldürün" diyerek aha- liyi Mazgirt kazası memurları aleyhinde teşvik etmiş; kaza kay- makamıyla jandarma kumandanını ve başka kişileri öldürdük- ten başka ilçenin tümüyle yağma edilmesine sebebiyet vermiştir. Anılan şahıs, ilçelerin tahribine sebep olan reislerin ittifakına dâhil olmuş ve bilfiil aşiretiyle beraber Mazgirt ve Çarsancak'a hucûm ederek söz konusu tahrip ettirdiği gibi Palu'ya kadar da gittiği anlaşılmıştır.
|