Kaynak:Dag Ciceklerim (Anilar)400 sayfa Sidika Avar ikinci Baski, ogretmen dunyasi yayinlari 1999 Ankara Kitabin tumu: http://www.dersim.biz/SAvarDagCiceklerim.pdf
“ Düsmanlar, Dersim Ruhuna Kast Etmisler”
Türkler Dersimde Jenosid-Soykirimi planladilar. Gerceklestirmek icin planli ve asamali düsündüler ve uyguladirlar da.
Ilkin son derece genis bir saha arastirmasi, ve istihbarat-bilgi topmakla yine de osmanli zamanindaki Dersimi analizle ile basladilar.
1937 yilindan Dersimli liderleri tutuklayip, Elazig da yargiladilar. Sonra dan da idam ettiler.
Seyit Riza ile birlikte bu Dersimli liderlerin idamindan sonra, 1938 yilindan, lidersiz ve savunmasiz kalan Dersim halkinin buyuk bir bölümünü katliamdan gecirdiler.
Katliam surecin de, ellerine gecmiyen yanliz sonradan ele gecirilen “isyanci” asiretlerin büyük bir bölümnü turkiyenin ücra koselerine surgune yolladilar.
Geri kalan “Muti” asiretlerini de daha büyük bir felaket beklemekteydi. Onlari “Beyaz” katliam denilen ve zamana yayilmis ince bir ölüm beklemekteydi.
Cünkü, onlarin Türkiye cumhuriyetinin gücünü ve kudretini kabullendirmek icin “Turklestirmek” gerekiyordu.
Ilkin Kkizlardan” baslamak gerekiyordu ki “ana dili” diye bir sey kalmamaliydi.
Iste Türklere göre “yatili okullar” ama Dersim tarihine Dersimli RUHU oldurme mezbahaneleri bu yatili okullari olarak gececeklerdi. Turklere gore “yeni insan tipi” Dersime göre kendi özüne düsman insan tipi yetisecekti.
Sidika Avar Türk misyoneri ve akincisi olarak Türk yöneticilerinden M.Kemal tarafindan Dersime tayin edilecek ve bütün Türkiye de onun calismalarini “ornek akinci” olarak , zamanin basinin da genis yer alacakti. Avar bu sirada Amerika dan buyuk ihtimal kizilderililere uygulanan programlari örnek alir. Amerikadan teftise gelenler olur. Avar da oraya gider.
Türklerin Dersime hazirladiklari felaket günümüz de sonuclari henuz arastirilmamis bir konu olarak beklemektedir. TÜrklerin Dersimli kizlari kendi ortamlarin dan alip kendisine yabanci ve baska dilde kendisine dusman olarak yetistirmeleri ayni zaman da Birlesmis Milletlerin (BM) aldigi 5 maddelik Jenosid kanunun 5. maddesidir.
Beyaz katliam ya da asimilasyon belki Türklerin Dersimde en basarili olduklari bir yoldu. Binlerce yillik bir tarihin mirascisi olan Dersimlilerin beyinleri bosaltiliyor ve birer robot gibi yeniden programlaniyordu. Iste Jenosidin bu yani hala arastirilmamis ve Dersimli arastirmacilari beklemektedir.
Sitede Sidika Avarin yayinlanmis kitabinin tümü, Elektornik olarak mevcuttur (asli 1200 daktilo sayfasidir kitap bunun bir ozetidir denebilir)
Ve kitap dan belki daha da onemlisi fotograflar da simdi eklenmis bulunuyor.
Bir Dersimli sairin dedigi gibi “yapilan bütün zülüm bizedir”
Beyaz katliam Dersimlinin RUHUNA Türkler tarafindan yapilmis en buyuk saldiridir
Evet Bizi RUHEN oldurmek istiyorlar Dersim dusmanlari.
www.dersim.biz
“Geyik. Ne hain bakışlı !”
GEYİK'LE HAYRİYE Ağustos sonu Müdür'anım yıllık izinini bekliyordu Eylül başında Müfettişlikken telefon ettiler. Kurşuna dizilenlerin yasak bölge dağlarına kaçan çocuklarından sekizi yakalanmış , yaşları küçük olanlar Çocuk Esirgeme Kurumu'na verilmiş, ikisinin yaşlan büyükmüş, şimdi bize gönderiyorlarmış. Bakımları okulca idare edilecekmiş .Ambar açılana kadar iaşeleri için Müfettişlik 87 10 Lira gönderiyormuş. Bu kızlar "şerefsiz asilersin çocukları olduğu için okutulmayacaklar, okul işlerinde kullanacaklarmış. İki kız geldi. Biri iri yarı, ismi Geyik. Ne hain bakışlı ! Sacları karmakarışık. 7 ay dağda, tarağı nerde bulacaklar ki. Sırtında etekleri dizlerine, kolları pazularına kadar parçalanmış, deseni belirsiz bir basma elbisenin sırtı çürüyüp parçalanmış, sağ küreğe yapışık, göğüs kısmının yırtmaçları göbeklerine kadar yırtılmış. Bellerinde birer urgan bağlı. Küçük de aynı. Yanlız elbisenin sırtı sağlam. Yüzlerindeki deri insan derisine benziyor, diğer yerlerindeki deriler sanki kahverengileşmiş birer ağaç kabuğu. Tırnaklar kırık, ağız kenarları yara. Küçük o kadar zayıf ki, iskeletine yapışık kabuk gibi bir deri. Yüzü ihtiyarlar gibi buruşuk. 14 yaşında var mıydı acaba ? İçeri almak istiyoruz girmiyorlar. Birer dilim peynirli ekmek uzattık. Büyük arkasını döndü, almadı. Küçük elimden kaptığı gibi koynuna .soktu, geri geri kaçıp bir bize baktı, bir dilimden koca bir lokma ısırıp yine koynuna soktu. Büyüğün yanına sokuldum, ekmeği uzattım. Elinin tersiyle öyle bir vurdu ki elimdeki ekmek fırladı, ileriye düştü. Küçük hemen ekmeğin üstüne atıldı. Kaptığı gibi koynuna soktu. İkimiz de fevkalade üzülerek ekmek peynir getirttik. Önce küçüğe verdik. O, duvar dibine çömelip hem yiyor, hem bizi gözetliyordu. Büyüğe içi peynir dolu çeyrek ekmekle "Kızımına..." ('} diye yanaşıp sırtını okşadım boş elimle. Yine itti elimi ama ilki gibi şiddetli değil. Elimdeki ekmeği yine uzattım. Bir kere yüzüme baktı. Ben gülerek ve başımı sallıyarak teşvik ettim. Ters ve sertçe elimden aldı. Arkası bize dönük, çömelip yemeye başladı. ('} kızımına : Kızım. Müthiş kokuyorlardı. Arkada kazanla sıcak su hazırlanmıştı. Hayriye'yi okşayarak içeri aldım. Hademeler onu mutfak taşlığında yıkarken ben eski çamaşır ve önlük çıkarmaya gittim. Dönüşte hademeler: - Temizlenmiyor derisi, ne yapılım, diyorlardı. Elbise fırçası ile temizlediler ama gene temiz insan derisi gibi olmamıştı çildi. " Geyik'i bir türlü içeri alamamışlardı. Müdür'anım başa çıkamayınca iki erkek hademeye zorla almaları için emir vermişti. Koskoca iki erkek başa çıkarıyordu kızla. Aman yarabbi, ne kuvvet, ne direnme!... Bu sırada sırtı kanamaya başladı "............... Onlar tutarken baktım, sağ kürek kemiği üstünde büyük bir yara, sırtındaki elbiselerle karışıp kalınlaşmış bir kabuk. Kabuk aralarında da küçük beyaz kurtlar.
Kitabin tumu: http://www.dersim.biz/SAvarDagCiceklerim.pdf
|